BAŞ VE BOYUN CERRAHİSİ NEDİR?
Baş ve boyun cerrahisi, ağız, burun, boğaz, tiroid, tükürük bezleri ve boyun bölgesinde gelişen iyi huylu veya kötü huylu tümörlerin tanı ve tedavisi ile ilgilenir. Bu bölgedeki kanserler erken dönemde teşhis edildiğinde yüksek oranda tedavi edilebilir.
HANGİ HASTALIKLARI KAPSAR?
- Tiroid ve paratiroid tümörleri
- Ağız içi kanserleri
- Gırtlak (larinks) kanserleri
- Burun ve sinüs tümörleri
- Tükürük bezi tümörleri
- Boyun bölgesi lenf nodu metastazları
BELİRTİLERİ
Baş ve boyun bölgesinde gelişen kanserlerin erken tanınması hayat kurtarıcıdır. Şu belirtiler dikkate alınmalıdır:
- Boyunda ele gelen şişlik veya kitle
- Uzun süren ses kısıklığı
- Yutkunma güçlüğü veya yutma sırasında ağrı
- Uzun süren ağız yaraları veya kanamalar
- Burun tıkanıklığı veya burun kanamaları
- Kilo kaybı ve halsizlik
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Baş ve boyun cerrahisinin tedavi yaklaşımı, tümörün türüne ve evresine göre belirlenir:
- Cerrahi tedavi: Tümörlü dokunun çıkarılması
- Radyoterapi: Özellikle erken evredeki bazı kanserlerde tercih edilebilir
- Kemoterapi: İleri evre veya yayılmış kanserlerde uygulanır
- Rekonstrüktif cerrahi: Tümörün çıkarılması sonrası işlevsel ve estetik onarım yapılır
TEDAVİ SONRASI YAŞAM
Baş ve boyun bölgesi, hem estetik hem de konuşma, yutma, nefes alma gibi hayati fonksiyonların olduğu bir alandır. Bu nedenle tedavinin amacı yalnızca tümörü çıkarmak değil, aynı zamanda hastanın yaşam kalitesini korumaktır. Tedavi sonrası konuşma terapisi, beslenme desteği ve düzenli kontroller sürecin ayrılmaz bir parçasıdır.
SIK SORULAN SORULAR
Baş ve boynun içini kaplayan nemli mukoza yüzeyinden ve daha nadir olarak tükrük bezlerinden köken alan kanserlerin ortak ismi baş boyun kanserleridir.
Baş boyun kanserlerini yerleşimlerine göre alt gruplara ayırmak mümkündür;
Ağız boşluğu: Dudaklar, dil, diş etleri, damak ve yanaktan oluşur
Yutak: Burnun arkasından yemek borusuna kadar uzanan tüp yapıdır.
Gırtlak: Yutağın alt kısmında, ses tellerini de içeren organdır.
Burun ve paranazal boşluklar: Burun boşluğunu ve çevresindeki ufak hava boşluklarını tanımlar.
Tükrük bezleri: Temel tükrük bezleri ağız tabanında ve kulak önünde bulunurlar.
Baş ve boyunda iyileşmeyen yara veya kaybolmayan kitle kanserin en sık karşılaşılan belirtileridir. Ayrıca, uzun süren boğaz ağrısı, yutkunmada güçlük, değişen veya kabalaşan ses diğer belirtilerdir.
Hastalığın yerleşimine göre değişkenlik gösterebilen belirtiler de vardır:
Ağız boşluğu: Diş etleri, dudak iç kısmında beyaz veya kırmızı yamalar, protezin rahat oturmamaya başlaması, kanama ve ağrı olması
Yutak: Konuşma ve yutkunma güçlüğü, yutkunurken artan sabit bir ağrı, kulak çınlaması.
Gırtlak: Yutkunmada ağrı, kulak ağrısı
Burun ve paranazal boşluklar: İyileşmeyen sinüzit bulguları, kanama, baş ağrısı, üst dişlerde ağrı ve problemler
Tükrük bezleri: Kulak önü veya çene altında şişlik, yüz kaslarında güç kaybı, yüzde, çenede kaybolmayan ağrı
Baş boyun bölgesinde en riskli grubu sigara ve tütün kullananlar oluşturur. Baş boyun kanseri olan hastaların %85’inin tütün – sigara ile ilişkisi vardır. Bunun yanı sıra alkol tüketimi, HPV enfeksiyonu, kimyasallara maruziyet, ailede kanser varlığı, diş protezi kullanımı kansere yol açabilecek diğer unsurlardır.
Riski azaltmanın en etkili yolu kanser oluşturma riski doğuran alışkanlıklardan uzaklaşmaktır. Riski yüksek hastaların detaylı bilgi almak ve tarama sıklıklarını öğrenmek için bir doktora başvurması doğru olacaktır.
Baş ve boyuna ait her belirti ve bulgu kanser değildir, ancak her zaman ilgi gerektirir. Belirti ve bulguların nedenini anlamak için doktorunuz sizin alışkanlıklarınızı ve aile öykünüzü sorgulayacak, fizik muayene yapacak ve tanısal testler isteyecektir.
Testler belirtilerinize ve bulgulara göre değişkenlik gösterebilir. Kesin tanı ancak ve sadece şüpheli dokunun tamamı veya bir kısmının cerrahi yolla alınarak (Biyopsi) mikroskop altında değerlendirilmesi ile konur ve her zaman gereklidir.
Tanı kanser ise, doktorunuz hastalığın hangi evrede olduğunu öğrenmek isteyecektir, Evreleme kanserin hangi doku ve organlara yayıldığını gösterir ve doğru tedavi için çok önemlidir. Evreleme için anestezi altında muayene, radyolojik testler ve kan testleri gerekebilir.
Baş boyun kanserlerinde tedavi hastaya özeldir ve pek çok faktöre bağlıdır. Bu faktörlerden başlıcaları olarak tümörün kesin yerleşim yeri, yayılımı ve boyutları, kanserin evresi, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu olarak sayılabilir.
Baş boyun kanserlerinde tedavi yöntemleri cerrahi, ışın tedavisi (radyoterapi), ilaç tedavisi (kemoterapi) olarak sıralanabilir. Çoğu zaman bu tedavi yöntemleri tek olarak kullanılmaz ve tedavi planı yöntemler birbirlerini tamamlayacak şekilde oluşturulur.
Tüm kanser tedavileri hastayı hastalıktan kurtarma pahasına hastanın yaşam kalitesinde değişikliklere neden olacaktır. Farklı tedavi seçenekleri farklı yan etkiler yol açsa da, genel hatları ile kanserin erken evrelerde tedavi edilmesi en az sekel ve yan etkilere neden olurken, kanserin ileri evrelerde yakalanması ve tedavi edilmesi yaşam kalitesini bariz şekilde olumsuz etkileyebilir.
Cerrahi tedavi hastanın yutma, konuşma ve çiğneme yetilerinde geçici ve kalıcı değişikliklere yol açabilir. Erken dönemde ödem çok belirgin olabilir ve hasta farklı gözükebilir. Ödem haftalar içerisinde azalır, özellikle lenf bezleri temizlenen hastalarda ödemin gerilemesi daha yavaş olabilir.
Baş boyun kanserlerinde cerrahi tedavinin önemli bir parçası hastalıklı olduğu için uzaklaştırılan kemik ve yumuşak dokuların bıraktığı boşluğun doldurulması ve dokuların şekil ve işlev gözetilerek yeniden oluşturulmasıdır (rekonstrüksiyon) ve rekonstrüktif plastik cerrahinin alanıdır.
Rekonstrüksiyon hastanın öz dokusundan alınan basit deri yamalarından serbest kompozit doku nakillerine uzanan geniş bir yelpaze içinden seçilebileceği gibi, bazı özel durumlarda sentetik maddeler ve protezlerin kullanımı da söz konusu olabilir. Hastalığın boyutları, uzaklaştırılması gereken doku ve organların işlevleri ve hastanın genel durumu başta olmak üzere, pek çok konu gözetilerek rekonstrüksiyon planlanır.
Radyoterapi süreç sırasında ve sonrasında kızarıklık, rahatsızlık ve ağrı oluşturabilir, hastalar tat ve koku değişikliklerinin yanı sıra yutkunma ve beslenme güçlüğü tecrübe edebilir. Cilt bulguları olabilir, çene açıklığında geçici veya kalıcı kısıtılıklar olabilir.
Kemoterapi baş boyun kanserlerinde tedavi sürecinde söz konusu olabilir. Sık yan etkiler yorgunluk, genel veya bölgesel ağrı, ağız kuruluğu, boğaz ağrısı, barsak alışkanlıklarında değişiklikler, bulantı ve kusma olarak sayılabilir.
Hasta doktoru ile tedavi süreci hakkında konuşmalı, tedaviden sonra nasıl gözükebileceği, konuşabileceği, beslenebileceği ve nefes alabileceği ile ilgili bilgi almalıdır. Hastaların rehabilitasyona gereksinim duyabileceği de unutulmamalıdır.
Baş ve boyunda kanser öyküsü olan hastalarda yine baş boyun bölgesinde, yemek borusunda ve akciğerlerde yeni bir kanser görülme olasılığının artmış olduğu gösterilmiştir. Özellikle sigara ve alkol kullanımında bu risk biraz daha yüksektir.
Baş ve boyunda kanser tedavisi sonrası düzenli takip çok önemlidir. Kanserin geri gelip gelmediği, yeni bir kanser gelişip gelişmediği bu takipler ile kontrol edilir. Kanserin türüne ve yerleşimine göre fizik muayene, kan testleri ve görüntüleme yöntemleri gerekebilir. Başlıca görüntüleme yöntemleri bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR), pozitron emisyon tomografisi (PET) olarak sıralanabilir.

